Songül Demir/Dış Ticaret

Tarih: 21.08.2025 23:44

Huzurun Sınırı

Facebook Twitter Linked-in

Kendini değersiz hissettiğinde, etrafındaki herkesin iyi niyetli ya da inançlı olmasının önemi kalmaz. Bazen, kendini korumak ve ruhunu yormamak için, inananlarla bile arana mesafe koymak gerekir. Bu mesafe, yalnızlık değil; bir tür kendini koruma, kendine saygı gösterme eylemidir. İnsan, sürekli kendini ispatlamaya çalıştığında, değerini unutmaya başlar. O yüzden bazen “dur” demek, sınır çizmek gerekir. Ve bil ki, bu karar ne kadar zor olsa da doğru olandır. Çünkü huzur, bazen sessizlikten, bazen de kendini korumaktan doğar. İnsan kendini değersiz hissettiğinde, kimseyi kırmamak ya da memnun etmek uğruna ruhunu feda etmek, uzun vadede kimseye fayda sağlamaz. Arana koyduğun mesafe, bir ceza değil; bir nefes, bir sığınaktır. Kendi değerini hatırlamak, kendi huzurunu korumak… İşte gerçek olgunluk ve cesaret burada gizlidir. Ruh, yorulduğunda ve sınırlarını zorladığında sessizce fısıldar: “Artık kendine dokunma zamanı.” Bu fısıltıyı duymak, insanın içindeki rehberdir. Kimseyi yargılamadan, kimseyi değiştirmeye çalışmadan, sadece kendine alan açmak… İşte bu, hem ruhu hem kalbi besleyen en derin eylemdir. Huzuru bulmak, her zaman çevrendeki insanları değiştirmekle ilgili değildir; bazen sadece kendi içindeki sesi dinlemekle başlar. Mesafe koymak, duvar örmek değil; kendi ışığını ve değerini korumanın yoludur. Ve zamanla fark edersin ki, bu sınırlar sayesinde hem kendi ruhun hem de ilişkilerin daha saf, daha güvenli ve daha güçlü hâle gelir. Unutma: Kendine değer vermek bir lüks değil, bir gerekliliktir. Ve bazen en doğru karar, sessizce çekilip, kendi huzurunu “öncelemek”tir. Çünkü senin ışığın, sınırlarını koruduğun yerde parlamaya devam eder.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —