Bazen kendi kendime soruyorum: Gerçekten yaşıyor muyuz? Yoksa sadece hayatta kalmayı mı yaşam sanıyoruz? Eğer hayatlarımız bir film şeridi olsaydı, elimizde tutabileceğimiz kaç kare olurdu? Kaç an, "İyi ki yaşadım" dedirtirdi bize? Çoğumuzun hayatı renksiz, eksik ve ağır sahnelerle dolu.Sokaklara çıktığınızda tablo hiç değişmiyor. Gençler umutsuz. Üniversiteyi bitirenler ya işsiz, ya market kasasında, ya da depo işçisi. Bir hayali, bir mesleği olanlar ise yıllardır aynı sınavlara girip umut tüketiyor. Durum sadece onlarla sınırlı değil. Market raflarını dizen, kasada akşama kadar ayakta bekleyen üniversite mezunları..Hemen her gün biriyle karşılaşıyorum, hepsinin gözünde aynı bakış: "Bu mu yani hayat?"
Adalet deseniz haber bültenlerinde. Hakkını arayan, sesini çıkaran susturuluyor. Herkesin ortak derdi ay sonunu getirebilmek, borcunu kapatabilmek. Hayal kurmak neredeyse suç sayılıyor. Umut etmek ise fazla romantik bulunuyor. Bu yüzden biz burada yaşamıyor, yaşıyormuş gibi yapıyoruz.
Bir gün biri bana "Sen yaşıyor musun?" diye sorduğunda, dönüp bu satırları göstereceğim. Çünkü yaşamak, bazen sadece gerçeği söyleyebilmekten ibarettir.
Peki ya siz? Gerçekten yaşıyor musunuz?