Yalçın Sevim/Araştırmacı Yazar

Tarih: 16.04.2025 13:55

Varoluşun Sessizliği

Facebook Twitter Linked-in

Evrenin sonsuz boşluğunda, bir toz zerresi kadar küçük bir gezegende yaşıyoruz. Varlığımız, bu uçsuz bucaksız evrende ne kadar anlamlı? Ya da anlamsız? Bu sessizlik, bu boşluk, bizi korkutmalı mı, yoksa huzur mu vermeli? Varoluşumuzun anlamını ararken, sürekli sorular soruyoruz. Neden buradayız? Nereye gidiyoruz? Amacımız ne? Ancak bu soruların cevapları, bazen sessizlikte saklıdır. Bazen, kelimelerin ötesinde, düşüncelerin derininde, varoluşun kendisinde yatar. Belki de varoluşun anlamı, onu aramamakta gizlidir. Belki de anın içinde kaybolmak, varlığımızın özüne dokunmaktır. Belki de sessizliği dinlemek, evrenin ritmini duymaktır. Bu sessizlik, bazen korkutucu olabilir. Bizi yalnız hissettirebilir, varlığımızın anlamsızlığını yüzümüze vurabilir. Ancak bu sessizlik, aynı zamanda bir sığınaktır. Düşüncelerin gürültüsünden, dünyanın karmaşasından uzaklaşabileceğimiz bir yerdir. Bu sessizlikte, kendi iç sesimizi duyabiliriz. Kim olduğumuzu, ne istediğimizi, neye inandığımızı keşfedebiliriz. Bu sessizlikte, evrenle bir bağ kurabilir, varlığımızın sonsuzluğun bir parçası olduğunu hissedebiliriz. Belki de varoluşun sessizliği, bir boşluk değil, bir doluluktur. Anlamın, huzurun, varlığın kendisinin doluluğu. Ve bu dolulukta, biz de varız.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —