Yazımızın hayırlı olmasını rabbimden niyaz ediyorum
Yazışan bir katip olarak Allah rızasına uygun olarak yazışmayı rabbimden niyaz ediyorum
Sizlere bizlere bu yazıyı okuyan bütün kardeşlerimize hayrın ulaşması noktasında sözlerimizin tesirli olmasını rabbimden niyaz ediyorum
Gazzeyi konuşmak kolay değil nihayetinde acı veren bir meseleyi konuşursunuz
İster istemez yaşadığımız bazı hadiseler yüreklerimizi acıtır mesuliyetlerimiz bir bir yüreklerimizde belirir
Yaptıklarımız yapmadıklarımız yapmamız gerekirken bunlar zihnimizde belirirken ister istemez insan zorlanır
Bu kardeşiniz için Gazze meselesini konuşmak çok kolay olmayacak
Ama istiyorum ki ben bu konuyu yazarken sözde ermeni soykırımını günümüze taşıyan ve masaya yatıran dünyanın uygar ikizleri Amerika ve İngiltere sokakta ırakta misket oynayan çocukların başına misket bombası yağdırırken bize insan olma dersi veriyorlardı
Hemen aklınıza şu sorular gelebilir Siyonizm nedir nasıl ortaya çıktı Kudüsten ne istiyorlar ve Yahudilik nedir tarihi hakkında bilgiler vermekte fayda görüyorum
Hazreti Yakup (A.S) evlatlarından zürriyetinden Yahudiler gelmiştir
Hazreti Musa (A.S) dönemine kadar bu şöyle intikal ediyor
Hazreti Musa (A.S) ve kavmini firavunun takip edişi ve firavundan kaçışı ve iki denizin yarılma hadisesi yüce Allah o İsrail oğulları kavmine Nil ve Fırat arasını vadetmişti dolayısıyla onların bir savaş vermeleri o bölgedeki halklarla savaşmaları gerekiyordu ve hazreti Musa döneminde bu israiloğulları oradaki halkla savaşmaktan korktular hazreti Musa (A.S) sen rabbinle git savaş dediler onlar ceberrut bir kavimdir bir onlarla nasıl savaşacağız dediler
Kudüsü fethedecekti hazreti Musa (A.S) dedi ki onlara bakın girelim
Allahın izni ile oraya gireceğiz ve oraya yerleşeceğiz fakat onlar savaşmayı red edince Sina çöllerine sürüldüler ve orada 40 sene orda süründüler ve Kudüsü fethetmek hazreti Musa (A S) nasip olmadı
Hazreti Musa (A.S) arkasından Hazreti Yuşa (A.S) Kudüsü fethetmek nasip oldu ve orda çok büyük fetihler gerçekleştirdi ve o nesil değişti 40 sene o çölde yerine yeni nesiller gelince o yeni nesillerle YUŞA (A.S) fetihlere çıktı ve orda büyük fetihler yaptı ve böylece vad edilen o bölgede yerleşmiş oldu israiloğulları Yahudiler daha sonra Hazreti Davut (A.S) orda bir devlet olarak teşkilatlandı hem bir peygamber hem bir hükümdar aynı zamanda Hazreti Davut (A.S) arkasından Hazreti Süleyman (A.S) dünya tarihinde en büyük devletini kurdu onun döneminde bütün dünyaya hükmettiği söylenilir.
Çok büyük bir devlet (YAHUDA KRALLIĞI) meydana geldi tabi Hazreti Süleyman (A.S) oraya Süleyman mabedi diye bildiğimiz Kudüste bir mabet inşa etmişti bir zaman geçtikten sonra israiloğulları haddi aştılar belli bir noktada kuran-ı azimüşşanında deyimiyle:
İsra suresine baktğımızda yüce Allah (c.c) israiloğullarına şöyle diyor:
Biz israiloğullarına kitapta dünyada iki kez bozgunculuk yapacaklarını vadetmiştik bunlardan birincisi geldiğinde buyuruyor Rabbimiz onların üzerine güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik.
Yani işin tarihi boyutunada baktığımızda kuran ile örtüşen tarihçilerinde yorumladığı kısım burada bir Babil kralı nebukat nezar araplar (buhtun nasır) derler bu kral israiloğullarının başına musallat oluyor
Bugün gazze insanlığın bir imtihanı bu imtihanı ise bir çok boyutu var yani bunun durmamız bence meleyi anlamamız açısından isabetli olacak şimdi diyelim ki orada yaşayan kardeşlerimiz var
Onlar bu imtihanı en üst düzeyde yaşıyorlar bazı videoları sizlerde izlerken çok farklı bir hale girmişsinizdir muhakkak o vefat eden çocuklarımızın videolarını ailelerinin buna karşı olan tavırları burada resmetmeye gerek yok zaten israilin kuranın tabiri ile israiloğullarının gündemimize bomba gibi düşen kendi peygamberlerini katleden başta ifade etiğim gibi ne olursa olsun ordaki kardeşlerimizin bir imtihanı var ve bu imtihanın çok büyük bir kısmını yaşıyorlar kundaktaki tüyü bitmemiş bir bebeğin daha geriye gidecek olursak ana karnındaki cenine daha vücuda gelmemiş bebeğe kurşun sıkmayı hak aramak diye adlandırırlarken günümüz insanı marketlerde satılan isail mallarını boykot edecekleri yerde masalarda gazlı içecekleri tüketiyor ve temizlik ürünlerini tüketiyorlar İsrail bayraklı pantolonlar ve tşörtler giyip boykot ediyor ve kahrolsun İsrail çığlıkları atıyorlar.
Satırlarıma burada son verirken bu duruma seyirci kalanlara aşağıda ki şiiri okumalarını istiyorum
Zulmü alkışlayan bedende eller
Zalimi öven bedende diller
Gelenlerin geçmişine sövenler
Unutmayın dünya bir günlük değil
Gerçek hüda gerisi hep yalandır
Dürüstlükmü ömrünüze ziyandır
Haydi vakit haydi şimdi zamandır
Geçikmeyin dünya bir günlük değil
Hiç sormayın helalmıdır haram mı?
Düşünmeyin yalanmıdır gerçek mi?
İsminiz ne bankermidir alçak mı?
Söylemeyin dünya bir günlük değil
Alın kaçın kesin vurun öldürün
Yetim malı ile cebinizi doldurun
Ağlamayın siz yüzünüz güldürün
Üzülmeyin dünya bir günlük değil
Devlet millet hepsininde malı bir
Bahçenizde güllerde bir çalı bir
Sayenizde akıllı bir deli bir
Oynatmayın dünya bir günlük değil
Dansözlerle gecelerde oynayın
Yosmalarla yataklarda kıvranın
Ha gayret ha döktürün sallanın
Doğurmayın dünya bir günlük değil
Siz boş verin bu dünyanın kahrını
Döndürün şu feleğin çarkını
Ayırmayın gecelerin farkını
Uyanmayın dünya bir günlük değil
Zalimlik mi sizin için meziyet
Sızlamayın siz çekmeyin eziyet
Biriktirin satın alın gemi yat
Açılmayın dünya bir günlük değil
Bu gidişin sonu viran gelecek
İşinize biri çomak sokacak
Elbet vardır biri hesap soracak
Unutmayın dünya bir günlük değil