İnsan, dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren bir arayışa başlar. Bu arayışın adı zamanla değişir: çocukken oyun, gençken kimlik, yetişkinken başarı, yaşlılıkta huzur… Ama aslında hep aynı şeyi arar: kendini. O "ben kimim?" sorusu, insanın içinde yankılanan en eski sorulardan biridir.
Kendini aramak kolay değildir. Çünkü insan çoğu zaman bir maske takar. Toplumun onayladığı bir yüz, ailenin görmek istediği bir benlik, arkadaşların arasında takınılan bir rol... Bir noktadan sonra kişi, bu maskelerin altında hangi yüzün kendisine ait olduğunu unutmaya başlar.
Bir gün uyanırsın, her şey yolunda görünür: İşin vardır, bir çevren, belki bir ailen… Ama içinin bir yerinde bir boşluk oyuk gibi durur. Her şey var gibi ama bir şey eksik. O eksiklik bazen geceleri uykunu böler, bazen bir kalabalık içinde ansızın yalnız hissettirir. Bu eksiklik, senin öz benliğindir. Çünkü başkalarının sen olmasını istediği kişi olabilmek için, kendin olmaktan vazgeçmişsindir.
Kendini aramak, bir yolculuktur. Haritası yoktur, pusulası ise iç sestir. Ama o iç ses çoğu zaman gürültüler arasında kaybolur: "Başarılı olmalısın", "Herkesi memnun etmelisin", "Zayıf görünmemelisin", "Daha fazlasını başarmalısın"... Bu sesler seni bir hedefe yönlendirir, ama o hedef her yaklaştığında biraz daha uzaklaşır. Çünkü o hedef aslında sana ait değildir. Toplumun, ailenin, reklamların sana çizdiği bir rota bu; senin değil.
Peki insan kendini nasıl bulur?
Bazen bir kitapta, bazen bir melodide, bazen bir çocuğun gözlerinde... Bazen bir kayıpta, bazen de hayatta ilk defa “hayır” dediğinde... Kendini bulmak, çoğu zaman bir şeyleri kazanmak değil, bir şeylerden vazgeçmektir. Sana ait olmayan hayalleri bırakmak, seni tüketen ilişkilerden çıkmak, sırf mutlu görünmek için sürdürülen sahte gülümsemeleri silmek...
Kendini bulmak cesaret ister. Çünkü karanlık bir ormanda yürümeye benzer bu yolculuk. Her adımda biraz daha yalnızlaşırsın, ama o yalnızlık sana gerçek benliğini fısıldar. Bir gün bir durakta durursun ve anlarsın ki yıllardır koşturduğun yön yanlışmış. Ve o gün, belki de hayatının ilk doğru adımını atarsın.
Şunu bil: Kendini bulmak tek seferlik bir iş değildir. Çünkü insan daima değişir, dönüşür. Bugünkü sen, dünkü senden farklıdır. Bu yüzden, kendini aramak da bir ömür boyu süren bir yolculuktur. Önemli olan varmak değil, yolda olmaktır.
Unutma, en derin yalnızlık bile kendine açılan bir kapıdır. Kapıyı araladığında orada bir yabancı değil, yıllardır görmezden geldiğin sen duruyor olacak.