--Sizi de öldürecekti
Yaşlı gözlerle kekeleyerek “ evet ve o sırada devriye ekibinin gelmesi büyük bir şanstı benim için dedi.
Bu şekilde konuşurken nihayet bulan sözlerinin ardından;
--Peki siz kimsiniz, yıllar sonra burada ne arıyorsunuz diye ekledi:
--Aslına bakarsanız aynı kaderi paylaşıyoruz, kaybolan geçmişimin peşindeyim. uzunca bir müddet bu yolcuğa çıkmak ne kadar doğru diye bocalıyorken bir ara son kararımı verip ne olursa olsun gitmem gerektiğini düşünüp pervasızca yola çıktım dedim.
Bu sözlerin ardından tebessüm bir tavır yüzünde belirmişti, gözlerimin içine bakarak sanki bir şeyler söyleyecek gibi bir hali vardı. Gözleri gülüyor, elleri titriyor giderek daha belirgin bir hal içine giren siması sanki bir başkasını bekliyor gibi girişe dalıyordu.
Bir müddet bu hallerini sessiz bir şekilde izledikten sonra;
--Af edersiniz sormayı unuttum, ne arzu edersiniz dedim tebessüm ederek.
İsminizi, demesiyle birlikte kulüpte yankılanan bir kahkaha atmaya başladığı bir an:
--Bağışlayın, gecenin yorgunluğundan olsa gerek unutmuşum dedim.
--.Bendeniz Atilla yıllar sonra bir amaç uğruna İstanbul’dan geliyordum
--İstanbul gibi bir kenti bırakıp burada ne arıyorsunuz öğrenebilir miyim? Dedi şaşkınlıkla.
--Kaybolan yıllarımı, yani sizin anlayacağınız bir çok anım bu şehrin topraklarında saklı öyle doluyum ki! dedim iç çekerek.
--Anlıyorum sizi ilk gördüğümde aynı kaderi paylaştığımızı tahmin ediyordum dedi.
--Ne işle meşgulsünüz ? diye devam etti.
--Aslında burada bulunmamın sebebi yıllar yılı hasret olduğum ve hayalini kurduğum acı bir tesadüften ileri gitmiyor buralar bana bir çok anıyı anımsatıyor ve hayatımda ki yaşanmışlara bir kitapla son verecek bir anı dizisi yazmayı planlıyorum dedim.
--Anladığım kadarı ile yazarsınız değil mi dedi.
--Evet vuslat ilinde hasret çeken ve hasret ateşini şu eylül yağmurunda bir nebze olsun dindirmeyi amaçlayan bir yazar sizin anlayacağınız diye kekelemiştim.
Ben yazarım dememle birlikte, az önce attığı kahkahayı hatırladığında yüzünü mahcup bir tavır aldı, bu her halinden belliydi, bu şekilde beklediğim bir anda söze başladı.
--Hayatımı anlatsam roman olurdu, dedi.
Çok çektiği her halinden anlaşılıyordu, sanki dokunsan ağlayacak bir hali vardı, ağlamaklı gözlerle bana bakarken ortamı biraz neşelendirmek ve güldürmek adına çok samimi bir atmosfer oluşturma çabası içerisinde idim.
Ben içki içmezken o ise iki duble bira içmişti içkinin sarhoşluğundan yüzüne tatlı bir tebessüm beliriyordu gece yarısını çoktan geçmiş olan saate baktığımda artık kalkmamız gerektiğini söylemiştim.
Bir sürede böyle devam eden konuşmalarımız gecenin yerini gündüze vermeye başlamasıyla birlikte yudumladığı içkilerin ardından nihayet bulmuştu.
O gece birlikte bir otelde sabahladık, tabi ayrı odalarda
Sabah olduğunda kahvaltı için otel lobisinde buluştuk,
dikkatimi çeken bir şey olmuştu.
Üstündeki kıyafet değiştikti, içinde bulunduğum sarhoşluktan ayılmak için resepsiyondan koyu bir kahve istemiştim,
bu arada yanıma gelerek;