Kimi zaman bir bakışta başlar, kimi zaman yılların içinde filizlenir. Anlatmakla bitmez, tarif etmekle tükenmez. Kelimelere sığmaz çünkü aşk bir dildir; ama sessiz bir dil. Kalbin bildiği, gözlerin söylediği, davranışların anlattığı… Modern hayatın koşuşturmacasında aşk, çoğu zaman unutulan bir lüks gibi görünse de aslında en temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Sevildiğini bilmek, bir başkasının yüreğinde yer etmek, insana dünyayı farklı gösterir. Renkler daha canlı, sabahlar daha umutlu olur. Ancak aşk sadece güzel anlarla değil, sabırla, anlayışla, zamanla da ölçülür. Gerçek aşk, kusurlarıyla birlikte sevebilmektir. Birlikte büyümek, birlikte değişmek, bazen susarak, bazen mücadele ederek yol almaktır. Belki de bu yüzden aşk, insanın kendini tanıdığı en derin aynadır. Çünkü bir başkasını sevebilmek, önce kendini sevmeyi gerektirir. Unutmayalım, aşk bir hikâyedir. Ve her hikâye, onu yazan kalpler kadar anlamlıdır.