Dijital dünyada yapay zekanın ürettiği metinler, görseller ve videolar hızla çoğalırken, uzmanlar bu durumun insan psikolojisi üzerindeki derin etkilerine dikkat çekiyor. Artık "gördüğüme inanırım" sözü tarih mi oluyor?
Son dönemde yayımlanan bilimsel çalışmaların işaret ettiği en kritik sonuçlardan biri, yapay zeka (YZ) destekli içeriklerin, bireylerin gerçeklik algısını sarsmaya başlaması. İnternet kullanıcıları, saniyeler içinde üretilen kusursuz "deepfake" görüntülerden, gazeteci dilini taklit eden YZ haber metinlerine kadar yüzlerce manipülatif bilgiye maruz kalıyor.
Uzman Yorumu: Zihin Aşırı Yükleniyor
Konuyla ilgili görüş bildiren bilişsel bilim uzmanları, beynimizin sürekli olarak gerçek ile kurgu arasında ayrım yapmaya çalışırken "yorgunluk" yaşadığını belirtiyor. Yüksek kalitede ve bol miktarda sunulan YZ üretimi içerik, insan zihnindeki eleştirel filtreleri zayıflatıyor. Bir içeriğin sahte olduğunu sürekli olarak sorgulama ihtiyacı, sonunda sorgulamayı bırakıp her şeyi kabullenme eğilimine yol açıyor.
Bu durum, özellikle kritik konularda yanlış bilgilerin (dezinformasyon) yayılmasını kolaylaştırarak, kamuoyu güvenini derinden sarsma tehlikesi taşıyor. Eğer bir fotoğrafın ya da videonun gerçek olup olmadığına artık güvenemiyorsak, bu durum yalnızca kişisel inançlarımızı değil, toplumsal uzlaşma zeminimizi de tehdit ediyor.
Çözüm Nerede Aranmalı?
Sektör liderleri ve politika yapıcılar için acil gündem maddesi, yapay zeka tarafından üretilen her içeriğin şeffaf bir şekilde etiketlenmesi olmalıdır. Ancak en büyük sorumluluk kullanıcının kendisine düşüyor:
Aksi takdirde, önümüzdeki yıllarda dijital dünyanın bir "hakikat sonrası" kaosa sürüklenmesi kaçınılmaz görünüyor.