Diyarbakır'ın nefes alma noktaları, vatandaşların ortaklaşa kullandığı parklar, son zamanlarda yaşanan üzücü ve kabul edilemez olaylarla gündeme geldi. Parklarda rastgele ateş yakılması, çevreye çöp bırakılması ve hatta dinlenmek için kullanılan bankların yakılması gibi manzaralar, duyarlı Diyarbakır halkını derinden yaralıyor.
Ortak yaşam kültürünün ve şehir bilincinin en temel göstergelerinden olan parklardaki bu tahribat, sadece maddi bir kayıp değil; aynı zamanda toplumsal dayanışma ve saygı ruhuna da vurulmuş ağır bir darbedir. Vatandaşlar, kendi vergileriyle alınan ve herkesin hizmetine sunulan bu alanların, bir avuç bilinçsizce davranış sergileyen kişi yüzünden bu hale düşürülmesine isyan ediyor.

Olaylara tanıklık eden bir vatandaşın dile getirdiği gibi: "Bunlar Diyarbakır'lı değil, yerli insanlarımız değil, sonradan gelmiş Diyarbakır'da yaşamaya başlamış cahil ve bilinçsiz insanlardır." ifadesi, yerel halkın şehirlerine ve ortak değerlerine ne kadar sahip çıktığını ve bu tür vandallık eylemlerini kabul etmediğini açıkça gösteriyor. Diyarbakır'ın yerli halkı, kendi şehirlerine zarar veren bu tür davranışların cahillik olduğunu ve kendilerini temsil etmediğini vurguluyor.
Bu çirkin manzaraların son bulması için yetkililere çağrıda bulunan duyarlı vatandaşlar, kamu malına zarar veren ve ortak yaşam alanlarını hiçe sayan bu kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyor. Zira caydırıcı cezalar, bu tür olayların tekrar yaşanmasını önlemede hayati bir rol oynamaktadır.
Toplumsal Sorumluluk: Parklar hepimizin! Onları korumak, temiz tutmak ve gelecek nesillere aktarmak her bireyin sorumluluğundadır.
KAYNAK: BÜLTEN